Günlük hayatımızdaki koşuşturmacaların, sıkıntıların ,hayat mücadelesinin arasında, evimize gittiğimizde en büyük eğlencelerimizden biri televizyon izlemek.
Dolayısıyla, televizyon izlemenin eşittir dizi izlemek olduğunu, dizi piyasası bu kadar yoğunken sanırım birçoğumuz inkar edemeyiz.



Mütemadiyen izlediğimiz,izlerken eğlendiğimiz, kızdığımız dizilerin zaman zaman bize bir şeyler kattığı da bir gerçek; bizi etkilediği de...Ama, kocaman bir ama... Bu etkilenmenin dozunu ayarlamak çok önemli. Hayalle, gerçeği birbirine katmadan izlemek... Nedendir bilinmez ama yurdum insanları bu sınırı ayırt etmede oldukça zorlanıyor. Dizideki karakterle, oyuncuyu karıştırmak mı ararsınız, dizide olan olaylardan dolayı kötü karakterlerin tehdit edilmelerini mi...

Tüm bunları yazmamın sebebi CNNTÜRK'de yayınlanan Full Ekran programına katılan Hasan Küçükçetin'in söyledikleri. "Menekşe ve Halil" dizisinde canlandırdığı karakter yüzünden tehdit edildiğini söylemesi zaten dolu olduğum bu konuda bir şeyler karalamaya itti beni.

Menekşe'nin zorla evlendirildiği psikopat bir karakteri canlandırmıştı başarılı oyuncu. Dizinin unutulmayacak olan sahnelerinin belki de en başında yerini
alan, dizinin fanlarının sert eleştirilerine hedef olan ama bir o kadar da hayatın gerçeklerini yüzümüze sert bir tokat gibi çarpan ''tecavüz'' sahnesini hatırlayalım. Bu tecavüz sahnesinden sonra, yine başta da bahsettiğim hayal-gerçek ayırımını yapmakta zorluk yaşayan izleyiciler tarafından tehditler almış oyuncu.

Bu hayal ve gerçeği ayırt edememezlik, en belirgin ve göze batar şekilde ''Kurtlar Vadisi'' ile dikkatimi çekmeye başlamıştı. İzleyenler bilirler (gerçi izlemeyenler de bilirler), Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı Çakır'ın ölümünden sonra gıyabında cenaze törenleri düzenlendi, siyah çelenkler yapıldı, helvalar kavruldu, dualar okutuldu.

Evet gayet normalmiş gibi tüm bunlar yapıldı ve bunları yapanların büyük bir kısmı, biraz daha olabilirliği söz konusu olan küçük yaştaki izleyiciler değil, yaş ortalaması yüksek olan izleyicilerdi.

Ya, yolda kötü karakterleri canlandıran oyuncularımızı görüp ''yatacak yerin yok, hiç mi vicadanın yok be senin!'' gibi sitem edenlere ne demeli. İnsanların hayal olanı, hayali olanı birbirine bu kadar karıştırması hayra alamet mi? Ya da;'Sen eğer hakikaten oysan, gerçekten öldüreceğiz seni'' şeklindeki tehditlere gülelim mi ağlayalım mı bilemedim. Yahut, 'Niye bu kadar inandırcı oynadınız?' diye başarılı oyuncuya sitem mi edelim?